Böbrek taşları zaman zaman dayanılmaz acılar vererek hayatımızı zehir eder,vücudumuzun
süzgeçleri olarak görürüm ben böbreklerimizi , tabii bu süzülme lerde de birikenler onların iyi
çalışmamalarına kum ve taş oluşmasına sebeb verir. Doğanın şifalı elinin bu rahatsızlık içinde
bizlere sunduğu mucizevi bir meyvedir Gilaburu
, tabiri caizse böbrek dostudur ,böbreklerde kum
oluşmasını dökecek bir çok bitki bulunurken oluşmuş 6 ila 8 mm büyüklüğünde ki taşları tıpta
ancak lazerle kırılarak düşürülmesi mümkündür , buna nazaran Gilaburu oluşmuş taşları eriterek
ve acısız bir şekilde rahatsızlığın tedavini sağlamaktadır. Ülkemizde iç anadolu bölgesin de özellikle
Kayseride yetişmektedir,Gilaburu nun meyvesi 20-30 taneli üzüm gibi salkımlardan oluşur.
Kırmızı renkte ve küçük tanelidir, meyvelerinin tadı acım tıraktır ama salamura gibi suya konularak
tatlandırılır, tatlanan meyvelerin acılığı gider ve yerine ekşi tadı kalır. Sonbahar da olgunlaşmış
meyveler toplanır ve salamura şeklinde saklanır bu şekilde 1 yıl tazeliğini koruyabilir. Gilaburu
böbrek taşlarını eritmesinin yanında safra kesesi hastalıkları , astım , romatizma ,prostat , epilepsi
nöbetleri , idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisi , spazmlar ve birçok kanser türünün tedavisinde
kullanılmaktadır. Antioksidanlar , Anti kansorejenler ve probiyotikler içerir C vitamini oranı
portakaldan on kat fazladır.Gilaburu aynı zamanda bağırsak düzenleyici olarakda kullanılır
hemeroid rahatsızlığının tedavisini sağlar, meyveleri sıkılarak elde edilen özü aynı oranda su ile
seyreltilerek günde 2 kere sabah aç karnına ve akşam yatmadan 2 saat önce içilir , nektar her zaman
taze olarak hazırlanmalıdır , meyvesinin yanında kabuk ve yapraklarıda çay olarak tüketilir.
Kabukları nisan yada mayıs aylarında toplanıp gölgede kurutulmalıdır meyveleri ise sonbaharda
toplanmalıdır, meyvenin kendisinin içilmesi çok daha fazla etkilidir. Sağlıcakla kalın..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder